DEPRESYON
Gün içinde nedensizce ağladıysanız, korkmayın! Gündelik yaşamda hepimiz zaman zaman kendimizi moralsiz, üzgün, mutsuz hatta karamsar hissedebiliriz. Bu gibi durumlarda, hemen “depresyondayım.” diyoruz. Bunun adı depresyon değil, sadece günlük yaşamın stresinden ve keşmekeşinden biraz sıyrılıp rahatlamaya ihtiyacınız var. Depresyon kesinlikle geçici bir üzüntü değil, en temel belirtileri içinden hiçbir şey gelmemek, hayattan zevk almamak olan, uzun süreli bir üzüntü ve günlük işlevlerimizi en az iki hafta boyunca yerine getirememe halidir. İçinde olduğumuz durumu çözümsüz ve kendimizi de yetersiz hissettiğimiz ruh halini tanımlayan depresyon sözcüğü, hem vücudu hem düşünceleri hem de ruh halini etkileyen depresif bozukluğu temsil eder. Güvendiğiniz ve kendinize yakın hissetiğiniz biri ile hissettikleriniz hakkında konuşmak sizi daha iyi hissettirecektir.Depresyondayken kendinizi yalnızca hayatın akışına bırakarak iyileşmeniz pek de kolay değil. ‘Kendi kendine iyileşme’ depresyon geçiren hastaların neredeyse yarısında mümkündür ama tedavi olunmadığında belirtiler (semptomlar) haftalarca, aylarca, hatta yıllarca sürebilir. Oysa doğru bir yardım alarak daha iyi olabileceğinizi unutmayın. Uygun tedavi depresyondaki birçok insana yardımcı olabilir.
DEPRESYONUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Depresyon ve depresyon belirtileri dünya üzerinden en yaygın olarak görülen bir duygu durum bozukluğudur. Depresyon hastalığının gündelik olağan moral bozukluğu veya demoralizasyondan farkı kişinin sadece duygusal olarak üzgün, mutsuz, kederli hissetmesi değil bunların yanı sıra,
- düşünce olarak durumuyla ilgili, çaresizlik ve karamsarlık içinde olması, kendini bu durum içinde yetersiz, değersiz olarak algılaması ve hatta kendine zarar vermesi veya intiharı çözüm olarak görmesi,
- davranış olarak kendini toplumdan soyutlaması, sosyal etkinliklere katılmaktan kaçınması, aile ve arkadaşlarından uzaklaşması, umutsuz hissetmesi, içine kapanması, giderek durgunlaşması, hiçbir şeyden zevk alamaması ve isteksizlik göstermesi,
- bedensel olarak uykusunun ve iştahının bozulması, enerji kaybı ve konsantrasyonunun azalmasıdır.
Depresyonda olan insanlar ümitsiz olmaya ve kimseden yardım göremeyeceklerine inanmaya eğilimlidirler. Böyle hissettikleri için de kendilerini suçlarlar.Yaşanan duygular çok aşırıysa, fiziksel belirtilere neden olup uzun sürüyorsa ve normal yaşamı etkiliyorsa artık tıbbi yardım istemenin zamanı gelmiştir.
Unutmamak gerekir ki depresyon, herkesin başına gelebilecek bir durumdur ve tedavi edilebilir. Bir belirti ya da zayıflık değildir.
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Depresyon belirtileri nasıl yaşanırsa yaşansın eğer tedavi edilmez ise ciddi bir sağlık sorunu haline gelir. Ancak depresyon belirtilerinin farkında olmak önemlidir. Ruh halinizi iyileştirmek, enerjinizi yükseltmek, depresyonu yenmek ve yaşam sevincini yeniden kazanmak için çok sayıda önemli adım olduğu da unutulmamalıdır. Depresyonun orta dereceli ve şiddetli olduğu aşamalar için tedavide en çok tercih edilen yöntemler antidepresanlar (somatik) ve psikoterapi uygulamalarıdır. Genellikle iki yöntemin beraber uygulandığı tedavilerin daha yüksek başarı oranlarına sahip olduğu görülür. Günümüze kadar bu alanda gerçekleştirilen araştırmalar özellikle depresyonun daha hafif formlarında konuşma terapilerinin en etkili tedavi yöntemi olduğunu gösteriyor. Sosyal ve diğer müdahale yöntemleri de önemlidir. Bunlar sosyal aktiviteler, rahatlama stratejileri, düzenli egzersizler, bozukluk hakkında bilgi edinme ve kendine yardım edebilmeyi öğrenme gibi yöntemleri içerir. Bu aktiviteler terapatik etki oluşturarak hem medikal tedavileri hem psikoterapileri destekleyebilmektedir.
Tedavi gören kişilerin %90`nından fazlası tedaviyi takip eden 3-8 haftada daha iyi olmaya başlar. Ancak depresyon yaşayan kişilerin %70`i hasta olduklarını ve bir şeylerin yanlış gittiğini gösteren belirti ve semptomları fark etmedikleri için yardım ve tedavi arayışına girmezler. İnsanların tedaviden kaçınmasının en önemli nedenlerinden biri stigmadır.
Stigma kelime anlami ile leke demektir. Diğer bir deyişle stigma sorunu psikiyatride damgalanma sorunudur. Ruh sağlığı alanı her zaman önyargıların, yanlış inançların etkisinde kalmıştır. Bireyler ise bu durumla bilinmekten çekinirler.
DEPRESYON TEDAVİSİ NE KADAR SÜRER?
Depresyon tedavisinde başarıya ulaşabilmenin en önemli noktalarından biri, depresyondaki bireyin tüm tedavi seçenekleri hakkında bilgi sahibi olup, kendisi için en uygun seçeneğe karar verebilmesidir.
Antidepresan tedavisiyle yanıt alınabilmesi için geçmesi gereken 3-4 haftalık kritik bir bekleme periyodu vardır. Eğer farklı, zorlayıcı şartlar yoksa rahatsızlığın tekrarlanmaması için hasta tedaviden fayda gördükten itibaren en az 6 ay ilaç tedavisine devam etmelidir. Tedaviye rağmen belirtilerin bir kısmı devam edebilir. Farklı depresyon tiplerinde ilaç kullanım süresi de farklı olacaktır. Uzun bir depresyon öyküsü ya da aile faktörü varsa bu durum tedavi süresini etkileyebilir. Eğer bir kişide depresyon sık sık tekrar ediyorsa ve ataklar şiddetli ise, ilaç tedavisi yıllar boyu da sürebilir. Kişinin ilk ya da ikinci depresyon epizodu ise, hastaneye yatma gerekecek kadar şiddetli bir tablo değil ise, intihar girişiminde bulunmamışsa, kronik stres faktörü yoksa, genellikle bir yıl kadar ilaç tedavisi alması yeterli olur.
Psikoterapi, depresyon üzerinde etkinliği kanıtlanmış çok geniş bir kavramdır. Bireylerin düşünce alışkanlıkları ve duygular üzerinde yönetim ve eğitim becerileri kazanması amacıyla gerçekleştirilen bilişsel davranışlı terapiler olarak adlandırılan terapi çeşitleri vardır. Bu terapilerin süreleri danışanın öyküsüne göre farklılık gösterir.
DEPRESYON TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR?
Yaşadığımız yüzyılda bizden çok fazla rol bekleniyor. Özellikle şehir hayatında günümüz çok yoğun. Depresyon tedavisi orta ve uzun dönemde kayıpların önlenmesi açısından büyük önem taşır. Depresyona geniş açıdan değerlendirmek gerekir. Tedavi edilmeyen depresyon, alkol-uyuşturucu bağımlılığı gibi yasamı tehdit eden durumlara neden olabilir. Son aşamasında da intiharla sonuçlanabilir. Depresyondaki kisiler için bu durumdan bir andan kurtulmak mümkün değildir. Bireyin neden depresyona girdiğini anlaması çok önemlidir. Fakat depresyon içerisinde kaldığı dönem duygusal, fiziksel, düşünce, davranış ve ilişkileri anlamında çok ciddi kayıplara neden olabilir.
Depresyon erken dönemde çok zor tanımlanabilir. Bazen hafif depresyonlar hayatın içinde hiç tedavi edilmeden çok uzun süre devam ettiği durumlarda o kişinin, ondan beklenilen işlerini başarı ile yerine getirmesi pek mümkün olmaz. Bu durum bireylerin standartlarının altında bir hayat yaşamasına neden olur.
Depresyon mutlaka tedavi edilmelidir.
DEPRESYON TÜRLERİ NELERDİR?
Tüm depresyon türleri birbirinden farklıdır. Klinik depresyon olarak bilinen majör depresyon ve kronik depresyon olarak bilinen distimi en yaygın türlerdir. Aynı tip depresyonda yaşanan belirti kümeleri, her depresyonlu hastada aynı olmaz. Her kişi depresyonu farklı yaşar.
1.Majör Depresyon (Klinik depresyon):
Özellikle 2 hafta devam ettiği görülen belirtileri şunlardır:
- Hemen hemen her gün yorgunluk veya enerji kaybı
- Hemen hemen her gün değersizlik hissi ve suçluluk duygusu
- Konsantrasyon bozukluğu, kararsızlık
- Hemen hemen her gün insomnia (uykusuzluk) veya hipersomnia (aşırı uyuma)
- Hemen hemen her gün hemen tüm aktivitelerde belirgin ilgi ve zevk azalması (anhedoni; haz yitimi)
- Psikomotor ajitasyon veya retardasyon (huzursuzluk veya yavaşlama)
- Tekrarlanan ölüm veya intihar düşünceleri (sadece ölümden korkmak değil)
- Belirgin kilo kaybı veya alımı (bir ayda beden ağırlığının %5'inden fazla bir değişiklik)
Beklentilerini içinde bulunduğu hayattan uzaklaştıran bir ruh hali söz konusudur. Bu durum işlevselliği engeller.Anksiyete (bunaltı, kaygı) düzeyi çok artabilir, ajitasyon (huzursuzluk) gösterebilirler.
Depresif olguların çoğunda duygu durum değişiklikleri ile birlikte iştah ve kilo kaybı bulunur. Uyku bozukluğu depresyonun çok sık karşılaşılan bir belirtisidir. Dalgınlık, unutkanlık olabilir. Bazen ağır olgularda aklından geçenlerle dış dünyada olanlar birbirine karıştırılabilir.
a. Atipik Özellikli Majör Depresif Bozukluk
Atipik depresyon için en bilinen belirtiler kişilerin duygu durumlarının dış uyaranlara göre şiddetli değişimler göstermesidir; yani iştah ve uykuda artma söz konusudur. İştah artması ile birlikte hem yemek yemede artma hem de kiloda artma beklenebilir. Uykuda artma ise günde en az 10 saat uyunması ya da depresif olunmayan döneme göre en az 2 saat daha fazla uyku uyunması ile belirlidir. Hastada ya gece uykusunun çok uzaması (sabah geç̧ uyanma ve yataktan kalkma) ya da gündüz uyuması biçiminde görülür. Atipik depresyonda kişilerarası ilişkilerde reddedilmiştik duygusundan kaynaklanan duyarlılık bulunabilir. Bu özellik erken yaslarda baslar ve bütün bir erişkin yaşamı boyunca sürer.
2. Kronik Depresyon (Distimik):
Kronik depresyonu olan yani distimik kişiler hayatlarının önemli bir bölümünde kronik olarak mutsuzluk yaşayan kişilerdir. Sürekli yorgunluktan şikayet ederler ve uykuları düzensizdir. İştahlarında gözle görünür bir değişiklik olmayabilir ancak ne yediklerinden ne de yaptıklarından tam olarak zevk alabilirler.
Distimi sosyal işlevsellik üzerinde de majör depresyon kadar etkili değildir ancak kişinin ikili ilişkilerini, aşk hayatını olumsuz etkileyebilir. Kişi yıllar içinde çabuk kırılan, küsen veya kavga etmeye meyilli bir kimse haline gelebilir. Çevresinde fazla sayıda insan istemeyebilir zaten herkese ayrı ayrı zaman ayıracak enerjisi de olmadığını hisseder. Zaman zaman dünyadaki herkes kötüymüş ya da bütün kötü olaylar kendisini buluyormuş gibi hissedebilir. Her zaman şanssızdır, trafikte akmayan hep onun şerididir, başladığı hiçbir iş düzgün gitmeyecektir. Karamsarlık yavaş yavaş yayılarak yaşamına yön vermeye başlamıştır.
ONLINE TERAPİ DEPRESYON TEDAVİSİNDE ETKİLİ OLUR MU?
Online terapi profesyonel ruh sağlığı hizmetlerinin internet üzerinden verilmesidir. Terapiye ulaşamayan ya da cesaret edemeyen bireylere kimliklerini gizli tutarak kendilerini daha rahat ifade etmelerine ortam oluşturur. Bu şekilde sağlanan psikolojik destek, bireylerin konfor alanları içinde daha verimli bir tedavi sürecine girmelerini ve daha hızlı sonuç almalarını sağlar. Özellikle genç yetişkinler ve teknolojiye alışık bireyler için çok daha rahat bir seçenektir. Günümüzde toplumun çoğunluğu iletişim için e-posta, web semineri ve metin mesajlarını kullanmaktadır. Online psikolog ile başa çıkılamayan tüm sorunlar için destek alabilirsiniz. Depresyon, kaygı bozuklukları, panik atak, obsesyonlar, travmalar, çift problemleri, cinsel sorunlar, stres ve benzeri pek çok problem internet üzerinden yapılacak online terapi ile çözüme ulaşabilir. Yalnızca psikotik durum var ise ve bazı koşullara uygun değil ise online psikolog görüşmesi yerine ofis içi görüşme tercih edilir.
Depresyon belirtilerinizle alakalı destek almak için www.terapiya.coadresi üzerinden uzmanlarımızla görüşme fırsatını değerlendirin.