BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ NEDİR?

     Bilişsel davranışçı terapi (BDT), işlevsel olmayan düşünceleri, davranışları ve duyguları değiştirerek sorunları tedavi etmeyi ve mutluluğu artırmayı hedefleyen bir psikoterapi yaklaşımıdır. Çocukluk çağı çatışmanın asıl nedenlerine inen geleneksel Freudyen psikanalizden farklı olarak BDT, danışanlara çarpık bilişlere meydan okumaya ve yıkıcı davranış modellerini değiştirmeye teşvik etmeye yönelik çözümlere odaklanır.

     BDT, düşüncelerin ve algıların davranışı etkilediği fikrine dayanır. Sıkıntılı hissetmek, bazı durumlarda birinin gerçeklik algısını bozabilir. BDT, zararlı düşünceleri tespit etmeyi ve onların gerçeklikle ilgisinin olup olmadıklarını değerlendirmeyi amaçlar. Eğer düşünceler gerçeklikle ilgili değilse, onlara meydan okumak ve üstesinden gelmek için stratejiler kullanmayı geliştirir. Bilişsel davranışçı terapi genellikle kısa sürelidir ve danışanların çok spesifik bir problemle başa çıkmasına yardımcı olmaya odaklanır. Terapi süresince insanlar davranış ve duygular üzerinde olumsuz etkiye sahip yıkıcı veya rahatsız edici düşünce kalıplarını nasıl tanımlayacağını ve değiştireceğini öğrenir.

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİNİN TARİHÇESİ? 

     Modern BDT’nin kökleri 1950’lere ve 60’lara dayanır. O yılllarda Güney Afrika, İngiltere ve ABD'de çalışan psikolog ve psikiyatrlar öğrenme teorisi ilkelerine dayanan psikoterapötik müdahaleleri kullanmayı incelemeye başlamışlardır. Çok geçmeden davranış terapisi, maruz bırakmaya dayalı stratejileri, klasik ve operant şartlandırmaya dayalı teknikleri ve doğrudan sorunlu davranışları değiştirmeyi amaçlayan diğer stratejileri içeren yerleşik bir tedavi şekli haline geldi. 1960'ların başlarında, davranış terapisi terimi birçok önemli yayında ortaya çıkmıştı. Davranış değişikliği gibi bağlantılı terimler, 1960'larda daha sık kullanılmaya başlandı. 1963 yılında davranış terapisine adanmış ilk bilimsel dergi (Behavior Research and Therapy) yayına başladı ve 1966'da Davranış Terapisinin Gelişimi Derneği (AABT) kuruldu. 

     1960'larda ve 1970'lerde, birçok psikolog, davranış terapisini bilişsel tedavilerle birleştirmeye, danışanların olumsuz düşünce kalıplarını ve bilgi işlem biçimlerini değiştirmeye başlamıştır. Bilişsel tedavilerin erken ilerleyişinde bazı bireyler önemli rol oynamasına rağmen, bu tedavilerin gelişiminde en önemli isimler Aaron Beck ve Albert Ellis’dir. Her iki kuramcı da başlangıçta psikanalistler olarak eğitilmiştir ve her ikisi de geleneksel psikanalizden memnuniyetsizliğini, depresyon, endişe ve ilgili sorunların tedavisinde yeni yaklaşımlar geliştirmek için çalıştıklarının nedeni olarak tanımlamıştır. Ellis, rasyonel duygusal terapi olarak tedavi biçimine ve daha sonra rasyonel duygusal davranış terapisi olarak bahsetmiş Beck ise bilişsel terapi terimini kullanmıştır. Her iki tedavi de danışanların inançlarını, varsayımlarını ve tahminlerini olumsuz, depresif, endişeli ve işlevsiz olmaktan daha gerçekçi, pozitif ve uyarlanabilir olarak değiştirmelerine yardımcı olmaya odaklanmıştı. Etkili davranışsal ve bilişsel tedavilerin daha da ortaya çıkmasıyla, 1970'lerde ve 80'lerde araştırmacılar, her iki tedavi biçiminden de stratejileri içeren protokoller geliştirmeye başladı.

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI KURAMCILAR


ALBERT ELLİS – RASYONEL DUYGUSAL DAVRANIŞ TERAPİSİ

     Rasyonel Duygusal Davranış Terapisi, öncelikle duygusal ve davranışsal sorunların çözümüne odaklanan Albert Ellis tarafından kullanılan bir tür bilişsel terapidir. Terapinin amacı, irrasyonel inançları daha rasyonel olanlara değiştirmektir. 

     Rasyonel duygusal davranış terapisi, bir kişiyi genel ve irrasyonel inançlarını tanımlamaya teşvik eder. Örneğin; mükemmel olmalıyım düşüncesi gibi. Daha sonra kişiyi bu inançlarına gerçeklik testi yaptırarak yanlış inançlarına itiraz etmeye ikna eder. 

     Albert Ellis, her birimizin kendimiz ve dünya hakkında yaşam boyunca bize rehberlik eden ve karşılaştığımız çeşitli durumlara tepkilerimizi belirleyen benzersiz bir varsayımlar dizisi olmasını önermektedir. Ancak bazı insanların varsayımları büyük oranda mantıksızdır ve varsayımlar uygunsuz davranışlarda bulunmalarına ve tepki göstermelerine neden olur. Bu da onların mutluluk ve başarı düzeylerinin düşmesine neden olur. Albert Ellis, bunları temel mantıksız varsayımlar olarak adlandırmıştır. Örneğin; bazı insanlar mantık dışı bir düşünce olarak, tanıdıkları herkes tarafından sevilmezlerse başarısız olacaklarını düşünürler. Bunun sonucunda sürekli onay isterler ve defalarca reddedilmiş hissederler. Tüm etkileşimleri bu varsayımdan etkilenir, bu sebepten de harika bir partide bulunmak onları tatmin etmeyebilir. Çünkü yeterince iltifat almazlar.

Ellis'e göre, diğer mantıksız varsayımlar şunlardır:

  • Kişinin her şeyde tamamen yetkin olması gerektiği fikri
  • İşler istediği gibi olmadığında felaket olduğu fikri
  • İnsanların mutluluğu üzerinde kontrol sahibi olmadığı fikri
  • Bir kişiye bağımlı olmak için kendinden daha güçlü birine ihtiyaç duyma fikri
  • Geçmiş tarihin bugünkü yaşamı büyük ölçüde etkilediği fikri
  • Yaşadıkları sorunların mükemmel bir çözüm yolu olduğu ve bu çözüm yolunun bulunamamasının felaket olduğu fikri    

    Ellis, insanların çoğu zaman bu mantıksız düşünme tarzına etkili bir şekilde tutunduğuna inanmaktadır. Bu nedenle, bu mantıksız düşünceyi kuvvetli ve zorlayıcı bir şekilde değiştirmelerine yardımcı olmak için duygusal teknikleri kullanır.

AERON BECK – BİLİŞSEL TERAPİ

     Beck’in (1967) terapi sistemi Ellis’inkine benzer; ancak en çok depresyon vakalarında kullanılmaktadır. Bilişsel terapistler, danışanların depresyona neden olan olumsuz düşünce ve mantık hatalarını anlamalarına yardımcı olur. Terapist, ayrıca işlevsel olmayan düşüncelerini sorgulamalarına, onlara meydan okumalarına, yeni yorumları denemelerine ve nihayetinde günlük yaşamlarında alternatif düşünme yöntemleri uygulamalarına yardımcı olur. Aaron Beck, bir kişinin spesifik üzücü düşüncelere tepkisinin anormalliğe katkısı olacağına inanmaktadır. Yaşamda ortaya çıkan birçok durumla karşı karşıya kaldığımızda, hem rahatlatıcı hem de üzücü düşünceler kafalarımıza giriyor. Beck bunlara otomatik düşünceler adını vermiştir. Bir insanın otomatik düşünceler akışı çok olumsuz olduğunda, bir kişinin depresyona girmesini bekleriz. Bu düşünceler; bu makaleyi asla bitiremeyeceğim, kız arkadaşım en iyi arkadaşımdan hoşlanıyor, şişmanlıyorum, param yok, ailem benden nefret ediyor gibi otomatik düşünceler olabilir. Sık sık bu olumsuz düşünceler, tam tersi kanıtlar olduğunda bile devam eder. Beck (1967), depresyondan sorumlu olduğunu düşündüğü üç mekanizmayı tanımladı. Bu üç mekanizma şunlardır:  

1. Bilişsel Üçlü (olumsuz otomatik düşünme)

2. Olumsuz Benlik Şemaları

3. Mantık Hataları (yani hatalı bilgi işlem)

 

BİLİŞSEL DAVRANIŞ TERAPİSİ KİMLERE YARDIMCI OLABİLİR?

     Bazı faktörler insanların, BDT’den yararlanma olasılığını arttırmaktadır. Açıkça tanımlanmış davranışsal ve duygusal kaygıları olan insanlar BDT’yi faydalı bulabilirler. Yaşam kalitesini etkileyen belirli problemleri olan insanlar da bilişsel davranışçı terapiden yararlanabilirler. Bu şartlar altında, terapist ve danışan hangi konuyu hedefleyeceğini bilir. Bu, BDT’nin problem çözme ve hedefe yönelik yaklaşımını uygun kılar. Bilişsel davranış terapisi, ilaç tedavisi gerektirmeyen, belirli duygusal sıkıntı türleri için kısa süreli bir tedavi seçeneği arayan kişiler için de uygundur. Bilişsel davranış terapisinin en büyük yararlarından biri, danışanların hem şimdi hem de gelecekte yararlı olabilecek baş etme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmasıdır.


     Bilişsel davranış terapisi, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çok çeşitli rahatsızlıklardan muzdarip olan insanlara yardımcı olmak için kullanılır:

  • Depresyon
  • Kaygı
  • Ruh Hali Sorunları
  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
  • Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)
  • Kronik Yorgunluk Sendromu 
  • Madde Bağımlılığı
  • Fobiler
  • Yeme Bozuklukları
  • Kalıcı Ağrı
  • Düzensiz Uyku Alışkanlıkları
  • Cinsel Sorunlar
  • Öfke Yönetimi Sorunları
  • Panik Bozukluk ve Agorafobi
  • Sınav Kaygısı

     

      BDT birçok akıl sağlığı sorununu tedavi etmek için kullanılır. Ancak, herhangi bir terapi türünde olduğu gibi insanlar sürece tam anlamıyla bağlı kaldıkça faydalar en yüksek seviyede olur.  Ayrıca BDT, çocuklar, gençler ve yetişkinler dahil her yaştan insan için uygundur.

TERAPİDEN EN ETKİLİ BİR ŞEKİLDE NASIL YARARLANABİLİRSİNİZ?

     Bilişsel Davranışçı Terapide kişinin öz kaynakları kullanılarak sıkıntı yaratan durumlarla başa çıkabilmesine yardımcı olacak becerileri kazandırmak asıl hedeftir. Bunun bir yolu, terapistinize bilişsel terapi okumaları, çalışma kitapları, danışan broşürleri vb. ile terapinizi nasıl tamamlayabileceğinizi sormaktır. İkinci bir yol ise; her oturum için dikkatlice hazırlanmak, önceki oturumda ne öğrendiğinizi düşünmek ve ne yaptığınızı not etmektir. Terapiden en iyi şekilde yararlanmanın üçüncü yolu, terapi seansını günlük yaşamınıza uyarlamaya çalıştığınızdan emin olmaktır. Seans içinde terapistten öğrenilen bilginin beceriye dönüştürülebilmesi için uygulamada “ev ödevleri” ya da egzersizlerden faydalanılabilir. Bunun için her oturumun sonunda not almak veya oturumu kaydetmek etkili bir yol olacaktır. Sizin ve terapistinizin, terapi seansında, gelecek hafta yapmanıza yardımcı olacak şeyleri tartışmak için yeterli zaman ayırdığınızdan emin olmalısınız. Ayrıca, bu ödevleri yaparken karşılaşabileceğiniz sorunları tahmin etmeyi deneyebilirsiniz. Böylece terapistiniz onları çözmeye çalışmanıza yardımcı olabilir.

BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİNİN ELEŞTİRİLERİ NELERDİR?

     Bilişsel davranışçı terapiye sıkça yönlendirilen eleştirilerden biri, birtakım düşüncelerin rasyonel veya sağlıklı olmadığı yönündedir. Hümanist yaklaşımı savunanlar ise bu terapi türünün tekniklerini mekanik bulmaktadır. BDT, psikanalitik terapi ve diğer yaklaşımlar gibi değişime yol açacak potansiyel bilinçdışı dirençler üzerine odaklanma eğiliminde değildir. BDT'nin sadece bu düşünce kalıplarını tanımlamayı içermediğini anlamak önemlidir. Danışanların bu düşüncelerin üstesinden gelmesine yardımcı olmak için geniş bir strateji yelpazesi kullanmaya odaklanmıştır. Bu tür stratejiler, günlük tutma, rol yapma, rahatlama teknikleri ve zihinsel dikkat dağıtma gibi teknikleri içerebilir.


ONLİNE TERAPİDE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ ETKİLİ MİDİR? 

     Online terapi, endişe ve depresyondan ilişki sorunlarına ve işle ilgili strese kadar her türlü sorunu gidermek için kullanılabilir. Bazı çalışmalar ise insanların online terapiden çok fazla memnun olduklarını ortaya koymuştur. Bu sebeple online terapi bir çok durumda, geleneksel terapiye göre daha fazla kolaylık ve esneklik sunar. Dünyada BDT gibi kanıta dayalı tekniklerden büyük ölçüde faydalanacak birçok insan vardır. Ancak, bir çok nedenden ötürü, insanlar kişisel olarak bu hizmetlere erişemeyebilirler. Hem tam otomatik hem de terapist destekli online BDT, bu insanlara ulaşma ve yaşam kalitelerini iyileştirme potansiyeline sahiptir. Online danışmanlığın en değerli yararlarından biri, terapistinize internete erişebileceğiniz her yerden erişebilecek olmanızdır. Bazı durumlarda işinizden, istediğiniz zaman herhangi bir sebeple bir saat izin alamayabilirsiniz. Bu durumda online terapi size, geleneksel terapiye kıyasla önemli bir avantaj sağlar.

 


Paylaş